Genç, beyaz, gürbüz kadın tıpkı zalim aşığının gadrine uğramış bir evvel zaman cariyesine benziyordu... Soluk basma entarisi parç parçaydı. Gür, kıvırcık kumral saçları mermer kadar beyaz omuzlarına dökülmüş, celladını bekleyen bir masum gibi derin derin düşünüyor, çürük kafesli, çarpık cumbadan sokağa bakıyordu. Zeynep Kamil Hastanesi'ne inen bu yol pek tenhaydı. Komşu duvarlarının üstünden aşan bahar çiçekleriyle süslenmiş sık dallar bozuk kaldırımlara ince tül gölgelirini yaymışlardı. Saçaklarda, kırık kiremitler arasındaki yuvalarının insani sefaletini duymayan mesut serçeler, sanki başka bir bayramın zevkini sürüyorlarmış gibi cıvıldıyorlar, uçuşuyorlar, sevinçlerinden kaplarına sığamıyorlardı.