Memleketin Sahipleri'ni iki gece arka arkaya ve bir solukta okudum. Kitabın adı,bana önce Atatürk'ün köylü için söylediği büyük sözü anımsattı. Fakat okuyunca, "Memleketin Sahipleri"nin de "sahipleri" bulunduğunu, Makal'ın bunlardan söz açtığını gördüm. Sonra sayfalar boyunca, Türk köylüsünü saran bu karabasanı izledim. Duvarda Atatürk tren penceresinden ufuklara bakıyor. Belli ki o da Mahmut Makallar'ıyla övünüyor; içi rahattır. 'Büyü" bölümünü okurken radyodan Çaykovski'nin hüzünlü müziği yankılandı. Bu parçada yazar sanki şair olmak istemiş. Bana çok dokundu. Müzik sanki bu parçanın bestesiydi...
Sami N. Özerdim (Varlık dergisi)
Yapıt, köy halkının yaşayışına yön veren boş inanışları, dinsel duyguları ve cin-peri öykülerini de içermektedir. İslamiyet'in korkunç baskısını, bu konuda köylüler arasında bilinen söylenceleri ve yaşanan gerçekleri belgelemesi bakımından, benim bildiğim başka herhangi bir yapıttan çok güçlüdür. Keskin ve değişik bir anlatımı vardır. Bu canlı betimlemeler, köy yaşamı ve köylünün inançları üstüne gözlemleri içerdiği gibi, halkın geleneklerinde ve anlayışındaki değişiklikleri yansıtan bilgilerle de doludur. Bütün bölümler devrim ve ümit öğeleriyle iç içedir. Türkiye'nin kent ve köylerindeki yenileşmeye ilişkin konular Makal'ın gözlemlerinden izlenmeli. Onun yapıtlarının değeri, Anadolu'daki yaşamın, halkın duygu ve düşüncesinin bilinmeyen yönlerini yetkiyle ve hayret edilecek doğrulukla yansıtmasındadır.
Prof. Howard A. Reed (The Middle East Journal)