Dil varlığın otelidir artık 21. asırda. Yeryüzünde şairane konaklamak ancak otellerde olur; ait olmadığın, sana ait olmayan mekânlarda. Ama yine de bu mekânlar bir bakıma 'bellek mekânı' özelliği kazanır. Ve 'mutluluk mekânı' biraz da. 'Uçurum Oteli'nin belki de yerleşik göçebesidir sanatçı. Odası dünyadan büyük bir özne, hayatı kasten daraltarak varlığın özüne erişmeyi, kelimelerin kalbine girmeyi, hayatı acıyla soğurmayı, solmayla çiçeklenmeyi birlikte kavramayı, deyiş yerindeyse 'doluluk'u dener. Modern dünyaya karşı kişisel bir muhalefet biçimi geliştirir. Yersizyurtsuzluk Ülkesi'nin sakini olan sanatçı, belki de sükût âleminin kapılarını çalmaya hazırlanıyordur. Meserret Oteli, bu melankolinin şiirsel ifadesini amaçlayan bir kitap olarak tasarlanmıştır.