Zulmünden dolayı zalim hep yalnız kalmıştır,
Kale gitmiş piyade sebatla ilerlemiştir,
Meşrutiyetçi at ile file binmiştir,
Veziri öldüğü için Şah, mat olmuştur.
Kökenleri 19. yüzyıla kadar uzanan modernleşme hareketi olarak nitelendirebileceğimiz meşrutiyet hareketi; zaman zaman çeşitli sosyal, siyasal ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak kesintiye uğramıştır. Ancak baskıcı ve otoriter yönü ile dikkat çeken şahlık rejiminin tutumlarıçerçevesinde 1979 yılındaki İslam Devrimi, toplumun her kesiminin uğruna mücadele ettiği Meşrutiyet fikrinin devamı niteliğindedir. Meşrutiyete giden yolda gazeteler ise büyük bir öneme sahip olmuştur. Meşrutiyetin ilanına kadar olan süreç incelendiğinde, 1905 yılından itibaren bir yönetim değişikliğinden açıkça bahsedilmeye başlandığı görülmektedir. Ancak meşrutiyet fikrinden önce de İran topraklarında aydınlar ve ulema tarafından hükümetin işleyişine dair eleştiriler ve eylemler görmek mümkündür. Meşrutiyetin alıştırması olarak görülebilecek Tütün Ayaklanması bunun en bariz örneği olmuştur. 1905 öncesindeki zaman zarfı içerisinde toplum, herhangi bir rejim değişikliği istememiş, aksine var olan rejimin tutum değişikliğine gitmesini istemiş, yanlış uygulanan işlerin düzeltilmesi talep edilmiştir…