Aristoteles, Poetika'da "Yabancı sözler bizi şaşırtır; sıradan sözler sadece bildiğimiz şeyleri bize taşır; yeni sözleri ise en iyi metaforlardan elde edebiliriz." der. Novalis ise "Bütün dönüşler yuvayadır." tümcesiyle metafor için yuva metaforunu kullanır.
Her sözcüğün anlamsal bağlamda kendi içinde bir sistematiği vardır. Dilin dili şeklinde tanımlanabilecek metafor, insanın yaşadığı dünyanın gerçekliğini imgelemi harekete geçirerek keşfettiren dil yetisinin tezahürüdür. Hem dil hem de anlam düzlemindeki rolü itibariyle içinde bulunduğu bağlamda anlamlanan metaforik dil, günlük yaşamı tüm yönüyle etkileyebilen işlevselliğiyle bütün disiplinler ile doğrudan ilişkilendirilebilir. Tüm dillerde varolan metaforların dilsel, anlamsal ve kültürel bağlamda farklılıklar gösterebileceği ve bu farklılıkların çeviride anlam karmaşasına neden olacağı düşüncesinden doğan bu kitapta; metaforik imgelerin en yoğun olduğu dil kalıplarından atasözleri ve deyimlerin içerdiği renk, doğa, hayvan ve çevre ile ilişkili metaforların Türkçe, İngilizce, Fransızca ve İtalyanca olmak üzere dört dilde dillerarası benzerlik ve farklılıkları incelenmiştir. Bir kültürün tarihi, kültürel, toplumsal bağlamda kokusunun sindiği atasözü ve deyimlerin artalanındaki çıkış hikâyeleri aracılığıyla dilsel göstergelerin altında yatan metaforik anlamlar verilerek, metaforların çevrilebilirliği sorunsalı uygulamalı olarak aktarılmıştır. Türk kültürüne ait atasözü ve deyimlerden yola çıkarak zihinsel bağlamda oluşan anlamsal değerin diğer dillerdeki dilsel ve anlamsal karşılıkları analiz edilmiştir. Dilsel, kültürel, toplumsal bağlamda mukayeseli olarak ele alınan bu kitaptaki metafor analizlerinin, çeviribilim alanına katkı sağlayacağı, pek çok disipline ışık tutacağı düşünülmektedir.