Emmanuel Coccia türlü çevresel felaketle kuşatıldığımız, muhtemelen daha da fazlasının kapımızda olduğu bir çağda canlı varlıkların ve gezegenin varoluşunu metamorfoz üzerinden okuyarak insan merkezli bir ekoloji fikrine karşı çıkıyor. Hiçbir canlının yaşamının kendi doğumuyla başlamadığını, hikâyenin bundan çok daha eski olduğunu, yeryüzü üzerindeki her varlığın bir ve aynı yaşamı paylaştıklarını anlatıyor.
Biricik zannettiğimiz yaşamımızı yeryüzündeki canlı cansız her şeyle paylaştığımız gibi, bize ait olduğunu düşündüğümüz bedenimiz de bizlere, bizden öncekiler tarafından bahşedilmiş. Metamorfozun hiçbir zaman sona ermeyeceğini kabul edersek, doğumu bir başlangıç, ölümüyse son gibi görmek imkânsızlaşıyor.
İnsan ve insan dışı varlıklar arasındaki hayali ve tehlikeli ayrımı ortadan kaldıran Metamorfozlar insanı, kendi kendini yerleştirdiği ayrıcalıklı konumundan indirerek yaşama ve varoluşa dair şaşırtıcı bir perspektif sunuyor. Edebiyattan felsefeye, entomolojiden botaniğe uzanan kitap, disiplinlerarası yaklaşımı ve şiirsel diliyle bizi metamorfoz üzerine düşünmeye, yaşama dair bildiğimiz şeyleri sorgulamaya çağırıyor.