Bu kitap, uygulama-kuram birlikteliğinin ürünüdür. Yazar, ilkokul öğretmenliği yaparken beş yıl ilkokuma-yazma öğretmiş, öğretmen yetiştiren kurumlarda da yıllarca ilkokuma-yazma öğretimi dersini vermiştir.
Kitapta ilkokuma-yazma öğretmek için salık verilen yöntem, çözümleme-bireşimdir. Bu, kullanılabilen bütün yöntemleri içeren bir seçmeci (eklektik) yöntemdir. Sorun "ilkokuma-yazmanın kısa sürede nasıl öğretileceği" değildir. Sorun, hangi yöntemin çocuğu "doğru, hızlı, anlayarak okur" durumuna getireceğidir.
Hangi yöntemle öğretelim ki, çocuk daha başlangıçta okumaktan soğumasın; tersine okumaktan hoşlansın, kitap sever olsun, giderek okuma alışkanlığı kazansın. Değilse, giderek okuma alışkanlığı kazansın. Değilse, Mark Twain'in dediği gibi, "kitap okumayan bir insanın, kitap okuyamayan bir insan karşısında hiçbir üstünlüğü olamaz". Demek ki kitap sevgisi ve okuma alışkanlığı kazandırmadıkça okuma-yazma öğretmenin pek bir anlamı yoktur.
Bu bakış açısından yola çıkarak yazılan bu kitapta, tekniğine uygun olarak yazılmış metinlerle ilkokuma-yazma öğretmek öngörülmekte, bunun için de bolca metin örnekleri sunulmaktadır.
Kitapta hiperaktif çocuklardan kekemeliğe, okul korkusundan okul olgunluğuna, "Kırmızı Kurdele" tartışmasından okuma alışkanlığına kadar 1. sınıf öğretmenini ilgilendiren konular işlenmiştir.