Yıl 2035… Üçüncü Dünya Savaşı yirmi yılı aşkın bir süre önce dünyayı yok etmiş, yaşama dair izler yeryüzünden tamamen silinmiştir. Nükleer saldırının yakıp yıktığı koskoca şehirler artık toz ve külden ibarettir. Her şey paslanıp çürümekte, uydular yörüngede başıboş bir halde dönmektedir.
Sadece Moskova metrosuna sığınanlar hayatta kalır ve radyasyondan korunmak için, yerin onlarca metre altında bambaşka bir dünya kurarlar. Metro istasyonları da dinî ve ideolojik ayrımların hâkim olduğu birer şehir-devlet haline gelir. İktidardakilerin yazıp oynadığı bir tiyatro oyununu andıran bu hayatta, vatandaşlar gelecek kaygısından uzak, sadece günü kurtarma derdindedir.
Ama içlerinden biri, büyük bir hayalin peşinden koşmaktadır: Radyasyon seviyesi düştüğünde yeryüzüne geri dönmek ve insan gibi yaşamak. Bir zamanlar adına Dünya denilen koca boşlukta, hayatta kalmış olabilecek başka insanları arayan bu inatçı gencin adı Artyom'dur. Ve herkesin bu hayali takip etmesi için, metronun karanlık tünellerinde heyecan verici bir yolculuğa çıkacak, pek çok kirli sırrı açığa çıkaracaktır.
En büyük sürpriz ise Artyom'u günışığında beklemektedir…