Mevlâna Celâleddin-i Rumi'nin düşünce ve hareketlerinden ilham alınarak kurulan Mevlevilik bir sosyal olgu olarak tasavvuf tarihinde ve toplumsal hafızamızda önemli bir yere sahiptir. Sanayileşme, sekülerleşme ve çoğulculuk süreçlerinden etkilenerek kurumsallıktan bireyselleşmeye doğru evrilen Mevlevi dinî hareketi, Cumhuriyetin erken dönem modernleştirme politikalarından önemli düzeyde etkilenmiştir.
1925 yılında çıkarılan Tekke ve Zaviyeler Kanunu Mevleviliği diğer tarikatlardan daha büyük bir tarihsel kırılmaya uğratmıştır. Tarihsel gücünü ve merkezî otoritesini kaybeden Mevlevilik, bugün küçük gruplar hâlinde ve yeni bir form içinde varlığını devam ettirmeye çalışmaktadır. Mevleviler ise çoğulculuğun ve öznel din algısının etkisi ile daha esnek davranış kalıpları sergilemektedir.
Din, sanat, estetik, musiki, mimari vb. alanlarda önemli izler bırakan ve 2000'li yıllardan itibaren Mevlâna ve Sema ritüelinin popülerleşmesiyle birlikte tekrar gündeme gelen Mevlevilik hareketinin kurumsal özelliklerini, tarihsel temellerini ve güncel durumunu din-toplum ilişkileri bağlamında anlamaya çalışmak önem arz etmektedir.