Mevlid Şerhi
Hz. Peygamber'e duyulan içten sevginin etkisiyle kaleme alınan Vesîletü'n-Necât, bilinen adıyla Mevlid, edebiyat tarihimizde üzerine en çok söz söylenen metinlerden biridir, desek hiç de abartmış olmayız. Türk-İslâm gelenek ve kültürünün ustaca yazıya geçirildiği metinlerden biri olan Mevlid, hem içinde bulunduğu coğrafyanın peygamber sevgisini ifade etmede tercüman, hem de kendisinden sonraki birçok edebî anlayışa ilham kaynağı olmuştur. Yunus Emre, Âşık Paşa ve Mevlana gibi söz ve düşünce ehli tarafından atılan tohumların ilk filizleri Süleyman Çelebi'nin eserinde başgösterir. Osmanlı sahasında yüzlerce mevlid metninin kaleme alınmasına zemin hazırlayan Vesîletü'n-Necât, manevî destek arayanların rahatlıkla sığınabileceği bir dergâh konumundadır.Cabbarzade Mehmed Ârif Bey, çalışmamıza konu olan Îzâhü'l-Merâm' alâ-Vilâdeti Seyyidi'l-Enâm başlıklı eseriyle dinî-tasavvufî muhtevalı bir eseri, konu dışı tasavvufi tafsilatlara girmeden, kısa ve öz bir şekilde şerh etmiştir. Ârif Bey Îzâhü'l-Merâm'da Hz. Peygamber'in doğumu ve sonrasında gelişen olayları Süleyman Çelebi'nin anlatımıyla ele alırken, kendisinin de ifade ettiği üzere, tamamen yazılı ve güvenilir kaynaklara başvurup bir tür akademik anlayış gözetmiş, böylece dört başı mamur bir şerh meydana getirmiştir. Cabbarzade Ârif Bey, Osmanlı'nın son döneminde kaleme aldığı bu şerhle, bir sehl-i mümteni harikası olan Vesîletü'n-Necât'ın hemen her mısrasında ne gibi hazineler gizlendiğini ortaya koymaya çalışmış, eserin Hz. Peygamber'in hayatındaki pek çok olaya temas ettiğini güvenilir kaynaklar yardımıyla kanıtlamıştır. Böylece Hz. Peygamber'in doğumundaki meramı izah etmekle kalmamış, bir kurtuluş vesilesi bulma yolunda samimi çabalar sarf etmiştir.
Devamını Oku