"Mevlid" kelimesi; edebî bir terim olarak Hz. Peygamber (S.A.V.)'in kısaca hayatını, mucizelerini, vefatını ve bilhassa doğumunu anlatan ve çoğunlukla manzum olarak kaleme alınan eserlere verilen addır. Müslüman şairler İslamiyet'in ilk dönemlerinden itibaren Hz. Peygamber'e duydukları muhabbet ve hayranlığı dile getiren, onu tazim eden eserler ortaya koymuşlar ve böylelikle zaman içerisinde sadece Hz. Peygamber'e tahsis edilmiş edebî türler ortaya çıkmıştır. Hz. Peygamber'in doğumunu anlatmanın yanında; onun risaletine, ahlakına, mucizelerine, miraç ve vefatına da değinen, daha ziyade topluluklar önünde okunmak maksadıyla ve çoğunlukla mesnevi nazım şekliyle kaleme alınan mevlid metinleri, bu edebî türlerin en önde gelenidir. Genel kabule göre, Türk edebiyatında mevlid geleneği Vesîletü'n-Necat ile başlar. Bu metnin, kendisinden sonra yazılan bütün mevlidler için bir model oluşturduğu söylenebilir. Türk-İslâm edebiyatında mevlid yazma geleneğinin bir halkası olarak değerlendirebileceğimiz Mevlidü'n-Nebî de, Vesîletü'n-Necât ile pek çok yönden benzer özellikler arz etmektedir. Bilinen tek nüshası Erbil Muhammediye Camii Kütüphanesi 139 numarada kayıtlı bulunan eser, kendinden önceki mevlid metinlerinin farklı bölümlerinden derleme havası vermektedir.