Geçmişin en büyük tanıkları olan sözlükler, bir dilin tarihine geniş ölçüde ışık tutmakta, yüzyıllar boyunca ortaya çıkan ses, biçim, söz dizimi ve anlam değişikliklerini yansıtmakta, dilde hangi dillerin etkisiyle, ne türden değişimlerin gerçekleştiğini göstermektedir. Dolayısıyla sözlükler halkların ve milletlerin dünya görüşünü, hayat tarzını, gelenek ve göreneklerini anlamak için hazırlanmış en değerli başvuru kaynaklarıdır. Bu eserler, bir başvuru kitabı olduğu gibi dil öğretiminde de kullanılan önemli araçlardır. Çünkü insanlar tarih boyunca kendi dillerinin kurallarını ya da başka dilleri öğrenme gereksinimi duymuş, bu gereksinim doğrultusunda tarihsel süreçte dillerin gramatikal yapılarını inceleyen çalışmalar yapılmış ve sözlükler hazırlanmıştır.
Türk dili ve edebiyatında sözlük ve sözlükçülük çalışmaları Dµvānu Lugāti't-Türk ile başlamış, Kaşgarlı Mahmud'un milliyetçi bir şuurla çalışıp alim sıfatıyla yazdığı bu büyük eserden sonra birçok sözlük kaleme alınmıştır. El yazması ve matbu şekilde düzenlenen veya basılan bu sözlüklerin çoğu değerli araştırma ve çalışmalar sonucu gün yüzüne çıkarılmış, bilim ve kültür dünyasının dikkatine sunulmuştur. Eski Anadolu Türkçesi döneminde yazılan zengin söz varlığı ile Türkçenin en kapsamlı eserlerinden biri olan ve aradan yıllar geçmesine rağmen değerini koruyan sözlüklerden biri de Miftāhu'l-Edeb' dir.
Elinizdeki çalışma, Eski Anadolu Türkçesi döneminde kaleme alınmış ilk mensur sözlük olan Miftāhu'l-Edeb'i gün yüzüne çıkarmaya matuftur. Eserin altı nüshası üzerine kurduğumuz tenkitli metni esas alan bu çalışma bir giriş ve üç bölüm halinde düzenlenmiştir.
Giriş bölümünde sözlüklerden kısaca bahsedildikten sonra eserin müellifi Mutahhar b. Ebū Ṭālib Lādikµ ve Miftāḥu'l-Edeb tanıtılmıştır.