Kafka, yapıtlarını Çekçe'ye çeviren Milena'ya, hastalığı sebebiyle dinlenmek için gittiği Meran'dan mektuplar yazar. Dostça başlayan mektuplaşmalar, bir süre sonra tutkulu ve umutsuz bir aşka dönüşür. Üstelik yalnız mektuplarda kalan, çaresiz bir aşktır bu. Milena'yla mektuplaşmaları uzun yıllar sürmesine rağmen sadece iki ya da üç kez buluşurlar. Kafka her buluşma sonrasında suçluluk içinde kıvranır. Ancak yine de büyük bir özlem duymaya ve bir sonraki buluşmayı beklemeye devam eder. Oysaki Milena evlidir, kendisi de birkaç defa nişanlanmıştır. Bu mektuplar, çaresizliğin, umutsuzluğun, tutkunun ve iç hesaplaşmanın tasvirine dönüşmüştür.
"Yanımda yürüyordun, bir düşünsene, yanımdaydın!"