Amacı, postmodern(izm)e dair hemen her konuyu rafi ne bir anlatımla içeren disiplinlerarası nitelikte bir çalısma ortaya koyarak, konuyu merak edip arastıran herkese olabildigince net bir görüs kazandırmak olan bu çalısma, XX. yüzyılın savsözü durumuna gelen ve farklı adlarla XXI. yüzyıla da damgasını vuran 'postmodern'i kavrama girisimi niteligindedir. Kapitalizmin topografi k sınırları asarak uluslarötesi bir nitelik kazandıgı "geç kapitalizm" (Jameson) evresine girdigimiz, en ücra yerlesim birimlerine dek uzanan kitle iletisim-bilisim teknolojileriyle "küresel bir köy"e (McLuhan) dönüsen postmodern dünyamızda toplumsal, düsünsel, siyasal, kültürel ve sanatsal yasam pratikleri açısından kökten dönüsümler gerçeklesmistir. Iste postmodern, tüm bu paradigma dönüsümlerini kapsayan çokkat(man)lı bir kavramdır. Art arda yaptıgı ölüm bildirileriyle öne çıkan postmodernizmin kendisinin de çoktandır –üstelik en hararetli tartısmalarının yapıldıgı dönemlerde – öldügü duyuruldu. Ama bence bu, onu tam olarak kavrayamayanların safsatası. O hala yasıyor. Çünkü
bu kitapta göstermeyi amaçladıgım gibi postmodern(izm), öncelikle geri dönüsü olmayan müthis bir bilinç degisikligine, zihinsel-ruhsal açıdan büyük bir dönüsüme karsılık geliyor. Sadece onun adını degistirip duruyoruz. Üstelik postmodernizmin – simdiye dek bilmem kaçıncı kez – ölüp modernizmin kılık degistirerek trans-, ultra-, hiper- ya da meta- vb. öneklerle yeniden geldigini iddia edenlerin tersine, bence postmodernizm ancak milenyumda tam olarak yerlesip genel geçerlik kazanmıstır. Okuru kavramsal bir yolculuga davet eden bu çalısmanın önemi; postyapısalcı, postfeminist ve postkolonyalist elestiriyle is birligi sayesinde milenyumda 'öteki'ne yönelim ve mutlak açıklık' olgularıyla ırasallasan postmodernizmi, küresel ve yerel ölçekte her tür 'ben ve öteki' arasında iliskiler agı insa etme yetisi ekseninde okuyarak, onun milenyum versiyonunu 'iliskibilimselpostmodern' adı altında kavramsallastırmasındadır.