Tayyip Erdoğan: "Halkın gözleri soğukta ısıtıyor, sıcakta serinletiyorlar. Onların karşısına çıktığımda mümkün olduğunca gözlerine bakmaya çalışırım. O gözlerde gördüğüm parıltı, coşku, sıcaklık içimi ısıtırken, yorgunluğumu da alır götürür, farkına bile varmam Kürsüde kalma sürem de buna bağlı zaten. Kalabalık çözülmeye başladı mı bendeki enerjide çözülmeye başlar ve konuşmayı kısa keserim. Fakat onların coşkusu devam ediyorsa o coşkudan aldığım güçle devam ederim."
Erdoğan: "İstiyorlar ki bize ne kadar haksızlık yapılırsa yapılsın, bize verilen sözler ne kadar çiğnenirse çiğnensin sesimizi çıkarmayalım, boynumuzu büküp oturalım. İstiyorlar ki onlar bizim vatandaşlarımızı istedikleri gibi örselerken kendilerinin ajanları ülkemizde diledikleri gibi cirit atsınlar, buna mukabil biz hiçbir şey yapmayalım. İstiyorlar ki attıkları her tokadın ardından cevap vermek bir yana diğer yanağımızı dönelim. Kusura bakmasınlar, artık öyle bir Türkiye yok. Sen Türkiye'nin Cumhurbaşkanına, bakanlarına ülkende konuşma imkânı vermeyeceksin, ama ajanların gelip burada otellerde cirit atacak ve benim ülkemi parselleyecekler; yok böyle bir şey. Bizimle ya egemenlik haklarımıza saygı göstererek eşit ve adil şartlarda ortaklık, müttefiklik, dostluk yapacaksınız ya da sergilediğiniz her saygısızlığın cevabını alacaksınız." dedi.