Bilindiği üzere tarih, geçmişi sorgulayarak, içinde bulunulan süreçte doğru politikaları üretmek ve gelecekle ilgili öngörülerin sağlıklı yapılmasını kolaylaştırmaktır. Bu bakımdan her toplum, içinde bulunduğu şartları, bilgisi, becerisi ve geliştirdiği tekniklerin kendisine sağladığı imkânlar ölçüsünde geçmişindeki olguları inceler ve onlardan çıkardığı derslerle geleceğine yön vermeye çalışır. Bunu yapmadığı takdirde ya eski nesillerin kabullerini benimseyerek yeni gelişmelere ayak uyduramaz ve geçmişle ilgili bilgilerini dogma ideoloji haline getirir, yada büyük ölçüde kendisi dışında, tarihsel dönüşümü sağlayabilen toplumların etkisi altında kalır. Bu toplumun geleceği açısından büyük bir tehlikedir. Bu tehlike yine tarih ilmiyle aşılır. Çünkü ilim daima kendisini yeniler. Kendisini yeniledikçe geçmişini de yeniden değerlendirir ve geleceği için yeni ufuklar açar.