Yaklaşık 200 yıl önce başlayan Türkiye'nin yenileşme hareketi içinde Kurtuluş Savaşı'nın özel bir önemi vardır. Kurtuluş Savaşı'yla Türkiye, hemmillî bir devlet hem çağdaş bir ülke olmanın çok özel bir aşamasını yaşamıştır. 1918-1922 yılları arasında yarı sömürge bir imparatorluk kalıntısı tarihe karışarak onun yerine siyasi olarak tam bağımsız yeni bir devlet kurulmuştur.
Kurtuluş Savaşı, toplumumuzun o zamana kadar yaşamadığı gönüllü bir seferberlik ile kazanılmıştır. Bu büyük kalkışmada toplumun çeşitli kesimlerinin yeri nedir? Askerler, köylüler, işçiler, din adamları, kadınlar, gençler gibi retmenlerin de bu savaşın çeşitli alanlarında, daha çok dasiyasal ve kültürel örgütlenmesinde gönüllü olarak görev aldıkları açık bir gerçektir.
Öğretmenler, Kurtuluş Savaşı'na hangi oranda, ne gibi araçlarla katılmışlar, bu savaşta gerek mücadelenin başarıya ulaşması, gerek kendi özlük hakları için nasıl örgütlenmişlerdir? Örgütlenme ve mücadele bilinçlerini hangi tarihsel süreçten almışlardır? Hangi düşünsel ve politik akımlardan etkilenmişlerdir? Araştırmamız bu soruların yanıtlarını bulmaya çalışmaktadır.