Manevi insan, eksiksiz insan, neredeyse hiç farkında olmadan yerini siyasi ve ticari insana, yani sınırlı amaca sahip insana git gide daha fazla terkedince, bu tarih belli bir safhaya ulaştı. Bilimdeki harika ilerlemenin de yardımıyla bu süreç, muazzam bir pay ve güç kazanarak insanın manevi dengesini altüst etti ve ruhsuz örgütlenmenin gölgesiyle insanın insani yönünü perdeledi. Onun demirden pençesini hayatımızın kökünde hissettik; insanlık uğruna kalkıp herkesi uyarmalı, milliyetçiliğin günümüz insan dünyasını kaplayan ve manevi hayatiyetini çürüten zalim bir günah salgını olduğunu söylemeliyiz.