93 Harbi yaşanırken devamında nelerin geleceğini kimse bilemezdi. Hele devamında imzalanan Berlin Antlaşması'nın ne ocaklar söndüreceğini ne de bir yara olarak sürekli kanayacağını... Savaş sırasında Balkanlarda büyük bir mezalim uygulanmaktaydı. Osmanlı izlerini silmeye yemin etmişçesine halkına ve eselerine karşı büyük bir kıyım başlamıştı. Hiç şüphesiz en büyük kıyımlardan biri görünüş itibari ile tam bir Türk-İslam şehri özelliğini kazanmış olan Bulgaristan'ın Sofya'sında yapılmaktaydı. Kendilerince kiliselerinde çan kulesi bile bulunmadığını iddia ederek Rusların da büyük desteği ile "Minare Ormanı" diyerek camileri minaresiz bırakmışlardı. Nitekim bu mezalimden etkilenenler arasında Mimar Sinan'ın Sofya'daki tek eseri Sofu Mehmed Paşa Camii de vardı. Savaşta minaresini kaybeden camii savaştan sonra Bulgarların hiçbir gerçeğe dayanmayarak ortaya attıkları bahanelerle kiliseye çevrilmek istenmiştir. Bunun için planlar projeler yapılırken devrin Bulgaristan Komiseri Necip Melhame Osmanlı Hükümetini haberdar etmemiştir. Bulgarların camiyi kiliseye dönüştürmek üzere inşaata başlamalarından sonra 1902 yılında Bulgaristan Komiserliğine gelen Ali Ferruh Bey'in ilk görevi durumdan Devlet-Aliyye'yi haberdar etmek olmuştur. Bu tarihten sonra devletten aldığı emirle engelleme çalışmalarına başlayan Ali Ferruh Bey'in bütün çabaları sonuçsuz kalmış ve Sofya'daki Müslüman ahaliyi umursamadan camii kiliseye çevrilerek açılısı yapılmıştır.