Özgünlüğün ancak poetika ile şiir arasında devam etmekte olan soru-cevap yapısında ilerleyen ve bir geleneği olan diyalogda açığa çıkabilen zamansal bir imkan olduğunu ileri süren Mimesis, İfade ve Gösterge: Şiirin Özgünlüğü Bağlamında Poetika Sorunu isimli bu kitap şiirin ne olduğu veya olması gerektiği sorusu etrafında tarihsel süreçte belirginleşen üç merkezi kavramın, mimesis, ifade ve gösterge'nin modern düşüncede ifade ettiği semantik sınırların ötesine geçmeyi amaçlamaktadır. Elbette bu aşma, bu kavramları şiir için kullanılamaz hale getirmek suretiyle değil, tersine onların şiirin özgünlüğüne uyum gösterecek şekilde revizyonları sayesinde mümkün olabilecektir.
"Özgünlük şu haliyle edebi hareketlerin veya yaratıcı dehanın sürekli olarak yeni bir dilsel form ya da metafor üretimi şeklinde çoğalarak devam eden ilerlemeci bir çizgisellik taşımadığı gibi, daha başından kendisini mutlak özgünlük olarak sunan bir dilsel kullanımın kendi kendisini her seferinde geçerli kılan, döngüsel bir tarih şemasını da hâiz değildir. Özgünlüğün daima hâlihazırda bir dil ve gelenek içerisinden üretilme zorunluluğu, onu büsbütün imkansız da kılmamaktadır. Tersine şiirin özgünlüğünü mümkün kılan husus, kendisini daima mitik gelenekte konuşlandırmış olmasıdır. Özgünlük ancak poetika ile şiir arasında devam etmekte olan "soru-cevap" yapısında ilerleyen ve bir geleneği olan diyalogda açığa çıkabilen zamansal bir imkandır."