Bu çalışmamız, Hurufî şairlerinden Mir Seyyid Şerîf hakkında bilgi ve divanın tenkitli metninden oluşmaktadır. Mir (Seyyid) Şerîf'in doğduğu ve öldüğü yıllar kesin olarak bilinmemekle birlikte XIV. yüzyılın sonları ile XV. yüzyılın başlarında yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu dönem, Timur İmparatorluğu dönemidir. Timur'un İmparatorluk kurma adına uyguladığı baskıcı rejimin etkisi ile şairler, hamilerini genellikle Hindistan ve Anadolu'da aramak zorunda kalmışlardır. Bu nedenle Anadolu'ya gelen Mir Seyyid Şerîf'in hayatı hakkındaki bilgiler, burada etkileşimde olduğu şahsiyetler ve kendi eserlerinde verdiği bilgilerden çıkarılabilmektedir. Kaynaklarda şairin doğum yeri ile ilgili farklı bilgiler yer almaktadır. Said Nefisî, Mir Seyyid Şerîf'in Şiraz'da doğduğu ve Seyyid Şerîf Cürcânî'nin oğlu Emir Şemseddin Muhammed'in öğrencisi olduğundan bahseder. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Farsça Eserler Bölümü numara 50 de bulunan Şerh-i Kaside adlı eserinde ise şair, kendisinin Amüllü olduğunu, Herat'a gittiğini, Horasan'da Amir İshak Sugandî ile görüştüğünü yazmaktadır. Bu iki farklı rivayetten şairin eserinde verdiği bilgiyi dikkate alarak Mir Seyyid Şerîf'in Amüllü olduğunu söylemek gerekir. Mir Seyyid Şerîf, Hurufîlik görüşüne sahip bir şairdir, Hurufîlik, Fazlullah-ı Hurufî (Esterabadi) tarafından XIV. yüzyılda İran'da kurulmuş, izleri XVII. yüzyıla kadar Anadolu ve Balkanlarda takip edilebilen mistik ve felsefi bir akımdır. Hurufîliği iki döneme ayırabiliriz. İlk dönemi, Fazlullah ve öğrencilerinin yaklaşık yarım yüzyıl boyunca İran ve Azerbaycan topraklarında etkili olduğu dönemdir. Diğer dönem ise Aliyyü'l-Alâ, Mir Seyyid Şerîf, Seyyid Nesimi ve Refi'î gibi Fazlullah-ı Hurufî'nin halifelerinin, onun ölümünden sonra Anadolu ve Suriye'ye geçip XVII. yüzyıla kadar Balkanlara kadar ilerlediği dönemdir. İki bölüme ayırdığımız bu çalışmanın, birinci bölümünde şairin yaşadığı dönem hakkında genel bilgiden sonra, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde şairin Divanının, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesinde bulunan iki nüshasından hareketle hazırlanan tenkitli metni yer almaktadır. Tenkitli metin hazırlanırken, İstanbul Üniversitesi Farsça Eserler Bölümü Numara 152'de kayıtlı nüsha "İÜA" şeklinde; aynı üniversitenin yine Farsça Eserler bölümü 130 numarada kayıtlı nüsha ise "İÜB" olarak gösterilmiştir. "İÜB" nüshası eksik olduğu için metin oluştururken "İÜA" nüshası esas alınmıştır.