Harcanmış Zamanlar
yaşar mıyım sanırsın
üzerine kapılar pencereler kapandığında
haykırışlarını kazısan
o üstüne örülen duvarlara
geçmek bilmiyor
bu üstüne boz renkler serpilmiş günler
ve geçmeyen günün mabedinde
kuşkunun ve beklemenin nöbetçisi duruyor
demir de çürür
düşler de paslanır
öfkeye varırsa
karşılıksızsa sevgi
hoşgörü
anlatılan masaldır kalemin ucunda
kalem kağıtta susarsa
mürekkepte suskundur zamanda
yaşar mıyım sanırsın
bir yere götürmezse attığın adımlar
yürürsün yürüyebildiğin kadar
kelebek kanatlarıyla
aradığın kendin midir uçurumların kıyısında yoksa
ateşin ve suyun çiftleşmesi midir
elinde kalan unutulmuş zamanlardır sonuçta
kimlik giydiremediğin sesler eşliğinde
-ölmüş seslerdir onlar nihayetinde-
dur dinle
ve biraz şarap dök çömleğine
unutma tuzdur yaranın merhemi
ve çocuğun mavi düşlerinde şekillenir gelecek
ve o düşler
ellerinin hasret ırmağıdır
senin ellerinden süzülür güneş yangınında
yaşar mıyım sanırsın
kendin olamadan
zamanın küllerine sarınmış susarken sen
iplerinin ucunda büzülmüşken
hep böyle kalır mı sanırsın
hep aynı mı olur düşlerin sonu
19.03.2010-Necmettin Davulcu