Modern Türk şiiri hem köklü mistik geleneğin birikimlerinden yararlanarak hem de başka mistik öğretilerden etkilenerek evrensel mistisizmin ölçütlerine uyumlu yeni örnekler yaratmayı başarmıştır. Dini veya metafizik şiirden apayrı sularda seyreden mistik şiir, aslında şiirin özgül doğasına ait oluşuyla, kolektif bilincin içinde sıkışan insan tekine mahrem deneyimin meşruiyetini hatırlatmaktadır. 1980 sonrası Türk şiirinde beş farklı başlıktaki mistik eğilimlerin incelendiği bu çalışma rasyonalist-pozitivist kültür devriminin gölgesinde şiirin bazen derinden ve dolaylı, bazen de açıkça ve gür bir sesle insani varoluşa sağlam bir zihinsel katkı sunduğunu ortaya koymaktadır. Bu yönüyle ve bu çalışmada ele alındığı şekliyle mistik şiir, lirizmden kopmadan ve felsefi düşünceyle koşut bir biçimde hem bireylere hem topluma "söz"ün eskimeyeceğini de göstermektedir.