Miyav! Yarın Yeni Bir Hayata Başlıyorum
Aslında şapşallık aşkın ta kendisidir!
Julie de herkes gibi hayatı boyunca birçok saçmalık yapmıştır. Yine de hiçbiri yeni taşınan komşusunun komik adını görüp ona kafayı takınca yaptıkları kadar olamaz. Onu görebilmek için adeta bir röntgenci gibi geceler boyu kapı deliğinden yolunu gözler. Rüyalarının erkeği olduğunu düşündüğü bu adamın kim olduğunu bulmak için mektuplarını çalmaya kadar götürür işi. Ne yazık ki ilk karşılaşmaları da eli, komşusunun posta kutusuna sıkıştığında gerçekleşir.
Ve bu, Julie'nin yapacağı büyük küçük birçok şapşallığın yalnızca başlangıcıdır. Bir de adamın gizlediği bir şeyler olduğunu keşfedince işler iyice çığırından çıkar… Karşınızda, aşkın temelinde güven ve şefkatin yattığına inanan, hassas, sakar ve aklı bir karış havada bir kadın kahraman. İçinden kedilerin ve koca bir mahalle dolusu insanın geçtiği bu romantik komedide bir kadının sevdiği adam için ne kadar çılgınca işlere soyunabileceğini, dostlarınızın sizin için her riski göze alabileceğini ve aşkın sadece kedilere özgü olmadığını keşfedeceksiniz.
""Herkesin bayılarak okuyacağı bir aşk hikâyesi.""
-Biba-
""Kahkahadan karnınıza kramplar girecek.""
-Le Grand Cercle-
""Amélie filmi kadar sevimli ve büyüleyici!""
-Aujourd'hui en France-
Miyav! Kafayı mı Yediniz Siz?
Hayatta her zaman yeni başlangıçlara yer vardır…
Aslında Andrew Blake'in, hayatından şikâyet etmek için hiçbir sebebi yoktur. Ne de olsa İngiltere'de yaşayan zengin, başarılı ve güçlü bir işadamıdır. Ama yine de yaşadığı bu hayat onu boğmaktadır. İşten başka bir şey düşünmeden geçen yılları ve yaşının ilerlemesiyle birlikte bu şekilde ölüp gideceğinden endişelenmeye başlamıştır. Artık kökten bir değişime ihtiyaç duymaktadır…
Fransa'da zengin bir malikânede uşak olarak iş bulur. İlk başlarda bu kararın o kadar iyi olmadığını görür. Evin kâhyası Philippe, Andrew'u boğazına dayadığı bir tüfekle karşılar. Sert mizaçlı aşçı Odile de onu, kedisi Méphisto'nun yemeklerini yemekle suçlar. Aslına bakılırsa kedinin maması aşçının çalışanlara pişirdiklerinden çok daha lezzetlidir. Odasından dışarı pek çıkmayan ev sahibesi Bayan Beauvillier ise insanlardan uzaklaşmıştır ama aslında en çok onun yardıma ve yakınlığa ihtiyacı vardır.
Bütün bu alışılmadık karakterler arasında Andrew, yeni hayatında özlemini çektiği duyguları yeniden yaşamak için kararından vazgeçmeyecektir…
""Bu kitap yaz yağmuru gibi.""
-Spass für mich-
""İngilizlerin o meşhur inceliğinin ve soğukkanlılığının şanına yakışan ama sizi bir o kadar da eğlenceli geleneklerle kahkaha krizlerine sokan bir roman.""
-Actualitté.com-
""Hayatın kendisine dair eğlenceli ve iç ısıtan bir hikâye.""
-Femme Actuelle-