İlk kurşun sol gözümden girip şakağımla birlikle uçup gitti. Bir diğeri kafatasımı ikiye böldü. O, karikatürlerde beyni açılan tiplerin çizimini andıran görüntü ama içinde birkaç kez büyütülmüş ceviz içini andıran görüntüsüyle bir beyin yoktu. Onun yerine karanlık koca bir oyuk. Başka bir kurşun çenemi koparıp attı. İnsanın çenesiz hali gerçekten de pek iç açıcı olmuyor.
Hemen ardından bir kurşun sağanağı ki sormayın gitsin. Patlayan kafalar, kopan kollar, parçalanan göğüsler, yuvalarından fırlayan gözler arasında atılan kahkahaların zor duyulduğu kurşunların çaldığı bir ölüm dansı.
Bu grotesk çatışmada hedef tahtası, boya bandına yerleştirilmiş ana maddesi PVC, bir seksen beş boyunda yüz elli kadar vitrin mankeniydi. Bu cansız mankenlerin böylesine şehvetle saldırıya uğrayıp, hunharca kurşunlanmasının bence iki nedeni vardı. İlki, adamları ne kadar kızdırmışım ki modeli ben olduğum için benzerlerimi cansız bile olsalar bütün görmeye tahammülleri yoktu.