Bu kitapta, hadsizlik olarak etiketlenmeyi göze alarak "Batı'da bize emsal teşkil edecek bir şey yok. Olanlar da binli yılların hemen öncesi ve sonrasında bizde zaten varmış." deme cesareti göstermektir. Bizim şu anda moderniteye küsme, hınç besleme, lanetler yağdırma lüksümüz yok. Moderniteye hayranlık besleme; teknolojik harikalarına, konforuna, refahına tamah etme; insan haklarına, yönetim mekanizmalarına, sistemlerine, işleyişlerine övgüler düzme gereği de yok. Reaksiyonerlik de teslimiyetçilik de birer köle ahlakıdır. Kayıtsız kalmayalım. Ama anlamaya çalışalım, onları da kendimizi de. Bizim hiçbir kültüre nasip olmayan bir hazinemiz var, Gazali ile Teymiyye örneğin. İkisi de, bildikleriyle ve inandıklarıyla hiçbir cephede savaş kaybetmemişler. Düşünmüşler, üretmişler, yazmışlar ve şükretmişler. Bizim bugünkü mahrumiyetimiz; onların düşündükleri, ürettikleri, yazdıkları ve şükürleri. Ama belki de bizi düşünerek de düşünmüşler, üretmişler, yazmışlardır ve bizim için de şükretmişlerdir. Bunu bilmek ve bu tevekkülle yola revan olmak en doğrusu. İşrak vakti bu olsa gerek.