Sahiden, modern bir epiğe ihtiyaç var mıydı? Yahut bizi eski dünyaların ateşin kahramanlarının yolculuklarına davet eden epik gelenek, modern dünyanın parçalanmış gerçekliği karşısında kendisini olduğu gibi muhafaza edebilir miydi?
Franco Moretti, Modern Epik'te, Faust, Moby Dick, Nibelung Yüzüğü, Ulysses, Çorak Ülke ve Yüzyıllık Yalnızlık gibi "kusurlu başyapıtları" merkeze alıyor ve nasıl sınıflandırılacakları konusunda tartışmalara yol açan bu eserleri dünya metinleri dediği yepyeni ve özgün bir kategoriye dahil ediyor. Zamanın ve mekânın silikleştirilerek çoğaltıldığı; hikâyelerin üst üste yığılmasıyla katmanların artırıldığı; seslerin iç içe geçtiği; şiddetin inkârıyla kahramanın eylem(sizlik)inin meşrulaştırıldığı bu metinler, birbirlerinden oldukça farklı görünmelerine rağmen Moretti'nin kuşatıcı bakışıyla tek çatı altında toplanıyor.
Modern Epik, edebiyatın ve estetiğin sınırlarını aşarak toplum-birey-devlet ilişkilerini disiplinlerarası bir zeminde ele alıyor ve modern epiğin insanlığın evrensel bireyini yaratmada izlediği yolu gösteriyor.
"Yaşayan" ve bireysellikten koparılamaz bir bütün... Bir kahraman sayesinde şekil alan ve kendini onda tanıyan bir dünya.