Aydınlanma felsefesi, eninde sonunda, kendi içindeki eleştirilere rağmen aklın yüceltilmesidir. Aydınlanma, bu anlamda, okuyacağınız kitapta da yer alan Kant"ta en iyi tanımını bulur: Aklın üzerindeki vesayetin kaldırılması. Bu yüzden kitap Kant ile başlıyor.
Aklın eleştirisi de aydınlanmaya dahildir. Ve doğrusu, Aristo"dan beri bilindiği üzere, aklı eleştirmek de akıl işidir. Laiklik ise Condorcet"in dediği gibi, aklın halka mal olmasıdır. Sosyalizmin çözülmesi ve kapitalizmin bu çözülme sonrasında insanlığa vadettiği "barış, refah, demokrasi" hayalleri hızla yalnızca birer serap olarak geride kalıyor. Barış yerine dünyanın her yerinde savaş rüzgarları esiyor, refah yerine bir türlü atlatılamayan kriz, demokrasi yerine her yerde en iyi tabirle otoriter rejimler fışkırdı. Duvarın 1989"dan beri yıkılmasıyla beraber yoğunluk kazanan akıl ve akılcılık karşıtı akımların yükselişi felsefeyi daha da önemli kılmaktadır. Felsefe, aklın ürünü ve aklın eleştirisi ve aklın kendi üzerine düşnmesidir.