Siyasi iktidara talip olanlar, kamuoyunun desteğini ancak onlarla etkili iletişim kurarak kazanabilir. Bu nedenle özellikle seçim öncesi süreçte ekranlar, miting meydanları, sosyal medya ve meclis kürsüleri adayların beğeni kazanma çabalarına sahne olmaktadır. Çoğu zaman yurttaşlara kendiliğinden oluşan kesitlermişçesine yansıyan bu süreç esasen arka planında profesyoneller ordusu barındıran bütüncül bir halkla ilişkiler kampanyasıdır.
Bu kitapta ilkin dünyada siyaset yapma biçiminin dönüşümü, bu dönüşüme yol açan ekonomik ve toplumsal dinamikler ile siyasal alandaki eğilimlerin neden ve sonuçları ele alınmakta; ardından medya, kamuoyu araştırmaları, reklamcılık ve pazarlama alanlarının halkla ilişkiler çatısı altındaki profesyonel iş birliğinden doğan modern seçim kampanyaları, çıkış noktası olan Amerika'da görünür hâle geldiği günden bugün ulaştığı noktaya kadar örnekler ile değerlendirilmektedir. Ortaya çıkan yeni siyaset yapma biçiminin Türkiye özelindeki tezahürü yapılan genel seçimler, halk oylamaları ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanan kampanyalar üzerinden ayrı ayrı değerlendirilmektedir.
Bu kitap, etkili bir halkla ilişkiler kampanyasının günümüzde siyasal iktidar yaratacak oranda belirleyici olduğu iddiası üzerinde yükselmekte; okuruna dünyadan ve ülkemizden örneklerle kazanan kampanyaların ilkelerini sunmayı vadetmektedir.