Toplumsal değişme modernizm tarafından tarihin her döneminde var olan bir gerçeklik olarak ele alınır. Modernizmin önceki dönemlerden farkı toplumsal değişme realitesini olumsuz anlamından sıyırarak ona müspet bir değer atfetmesi ve bu değişim sürecinin daima ilerici bir karaktere sahip olduğunu vehmetmesidir. Bu yüzden modernizmin esas derdi toplumun da doğada olduğu gibi bir yasalılığa tabi olduğunu ortaya koyabilmek ve bu sürece müdahale edebilmektir. Açıklamacı filozofların temel meselesi bu toplumsal değişme süreçlerinin yasalılığını ortaya koyabilmek olmuştur. Almanya'da gelişen bir başka ekol ise doğa dışında kalan ve toplumsal süreçleri inceleyen bilimleri tarih ve toplum bilimleri ya da tin bilimleri olarak adlandırmayı denedi. Bu yaklaşım tüm tarih-toplum bilimlerini yorumlamacı bilimler olarak ele alan bir temele dayanmaktadır. Çünkü tinsel gerçekliğin mantıksal olarak açıklanması mümkün değildir, ancak anlaşılabilir. Hermenötiğin de temeli kabul edilen bu yaklaşım sonraki dönemde sosyal bilimlerde bir yöntem olarak kullanılmaya başlamıştır.
Bu akımın Türkiye'deki varlığı ise nispeten yeni gibi gözükmektedir. Yakup Kahraman Modern Türk Düşüncesinde Hermenötik başlıklı kitapta bu klişeleri sorgulayarak Osmanlı'dan günümüze Türk düşüncesinde felsefî hermenötik yönelimlerin deyim yerindeyse "şeceresini" çıkarıyor. Türk düşüncesinin genel felsefî yönelimlerini de anlamlandırmayı kolaylaştıracak bir üslupla.