XIII. Yüzyılda Moğollar, Cengiz Han liderliğinde askerî tarihin en büyük ve en hızlı yayılma hareketlerinden birini başlattılar. Moğol orduları, kendilerinden önceki bozkır göçebelerinden devraldıkları askerî mirası geliştirerek üst düzey bir başarıyla tatbik ettiler. Tarihsel deneyime dayanan harp taktikleri, sağlam teşkilat yapısı, silah-teçhizat nitelikleri, eğitim ve disiplin, lojistik unsurlar, istihbarat faaliyetleri ve stratejik planlama gibi ana bileşenler sayesinde etkinliğini artırdı. Moğol ordusu, Cengiz Han'ın yüksek teşkilatçılık ve liderlik yeteneği sayesinde adeta bir savaş makinesi haline geldi.
Moğol ordusunda ortak sorumluluk ilkesiyle birimler arası dayanışma ve taktik uyum en üst seviyeye çıkarıldı. Savaş durumuna bağlı olarak birlikler en uygun şekilde konuşlandırılır ve taktik hareketler etkili bir komuta-kontrol mekanizmasıyla sağlanırdı. Kale ve şehir kuşatmalarında sabit tahkimatları aşmak amacıyla teknik bir uzman kadronun desteğiyle pek çok strateji ve taktik geliştirildi. Moğollar, harp taktiklerini farklı coğrafya ve düşmanlar karşısında icra ederek büyük zaferler kazandılar. Moğol askerî etkinliği kısa süre içinde Uzak Doğu'ya ve Orta Avrupa'ya kadar uzanan geniş bir sahaya yayıldı.