Zaman; kimseye fark ettirmeden, yavaş yavaş sihirli bir el değmiş gibi her şeyi değiştirmesine kefaret olarak kemine hazin kimine mutlu hatıralar bırakır. Beden değişir, ruh değişir; ölümleri, doğumları, düğünleri yaşar insan. Ne bir ağaç gibi toprağın altıdadır ayakları, ne iskele gibi denizin altında. Yer değiştirir, azıcık yer değiştirmese zaten etrafı değişir. Binalar, ağaçlar, yüzler değişir.
Melek ve Aydın amca da zamanın elinden nasiplerini almışlardı. Onlar birbirlerine rastlayıp değişmeselerdi belki tekdüze hayatlarının çölünde bir damla suya muhtaç gibi kupkuru yaşayıp gidecekler ve bunu olağan sayacaklardı. Biri asiliğini, diğeri mor telgraf çiçeğini su sanacak; hoşnutsuz yaşayıp sıradanlığın gölgesinde hayatlarını zamana karşılıksız vereceklerdi.
Bu kitabı topluma açık alanlarda okumayın. Ağlamak ve gülmek hoş karşılanmayan eylemlerdir.