Geceye sırf gece diye tutkun olması, arkadaşımın tuhaf bir fantezisiydi (buna başka ne diyebilirim ki?) ve diğerlerine olduğu gibi, onun bu tuhaflığına da sessizce uydum; tam bir teslimiyetle onun vahşi isteklerine boyun eğdim. Karanlık Tanrıça her zaman bizimle olmuyordu ama biz onun varlığını taklit edebiliyorduk. İlk önce şafak vakti eski evimizintüm döküntü panjurlarını kapatıyorduk; güçlü kokuya sahip yanan birkaç mum, en kasvetlive en zayıf ışıklarını saçıyordu. Mumların yardımıyla ruhlarımızı düşlerle meşgul ediyorduk... Okuyarak, yazarak ya da gerçek Karanlığın geldiğini bildiren saat vuruncaya dek sohbet ediyorduk...