Anadolu'nun işgali sürecinde Nansen tarafından Milletler Cemiyeti'nin teklifi ile hazırlanan rapora dayanılarak gündeme gelen nüfus mübadelesinin, uluslaşma sürecindeki her iki toplumda derin sosyal ve kültürel etkileri olmuştur. Mübadele her iki tarafta, farklı tonlarda ama benzer acılara, özlemlere, toplumsal sıkıntılara yol açmıştır. Balkanların "öteki"si Türk mübadiller, yaklaşık 500 yıldır yaşadığı ve artık vatan olarak da benimsediği topraklardan savaş ortamı ve uygulanan baskı politikaları gerekçesiyle köylerindeki mallarını, mülklerini terk ederek Anadolu'ya doğru yeni bir göçe başlamıştır. Nüfus Mübadelesi de yaşanan her türlü zorluğa karşın yurdunu, köyünü, toprağını terk etmeyip kalanların Anadolu'ya gönderilmelerinin sürecidir. Nüfus Mübadelesinin Anadolu'daki Hristiyan Rum tarafı da benzer trajediye sahip olmuştur. Yunan ordularının Batı Anadolu'yu işgali ile birlikte işgal bölgelerindeki uygulamaları, Anadolu'daki Hristiyan Rum nüfusun da mübadelesini zorunlu kılmıştır. Bu süreçte Karaman ve Kapadokya bölgesinde yaşayan Hristiyan Türkler de azınlık statüsünde zorunlu göçe tabi tutulmuş, Ortodoks Türklerin de içinde olduğu yaklaşık bir milyon iki yüz bin insan yurtlarını terk ederek Yunanistan ve adalara iskân olunmuştur. Binlerce yıldır Anadolu'da yaşayan Hristiyan Rumlar, Yunanistan'da uyum sorunları yaşamışlardır. Rum mübadiller de yurtlarından zorla koparılma hissiyatı ve tekrar geri dönmek düşüncesiyle hareket etmiş, Anadolu'daki köylerinin, kasabalarının, şehirlerinin isimlerini aynen taşıyarak Yunanistan'da "öteki" kimliği içinde yaşamışlardır.