Kökeni Tevrat, İncil ve Kur'ân'a dayanan Yûsuf kıssaları her dinde farklı şekilde yer almış, birçok milletin edebiyatına geçmişten günümüze kadar girmiştir. Özellikle İslam coğrafyası içindeki Türk, Arap ve Fars edebiyatlarında geniş yer bulmuş, genellikle Yûsuf u Züleyhâ hikâyeleri adı altında bilinip tanınmıştır.
Çalışmaya konu eserin müellifi belli değildir. XVIII. yüzyılda kaleme alınmıştır. Tamamı mensur olan eserde klasik şiir ya da halk şiirine ait manzumelere rastlanmamaktadır. Müellif, hikâyeyi birçok rivayete dayandırarak oluşturmuştur. Eser, özellikle yazıldığı dönemin dil özelliklerini etkili biçimde yansıtmaktadır.
Yusûf u Zelîhâ Hikâyesi, öncelikle okuyuculara günümüz Türkçesine göre okuma fırsatı vermek amacıyla sadeleştirilerek sunuldu. Bunun yanında Osmanlı Türkçesini geliştirmek ya da orijinalinden görerek okumak isteyenler için ise yazma nüshanın tıpkıbasımı ile çeviri yazılı metni birlikte verildi.