Osmanlı dönemi devlet adamlarından olan Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı olan Fatma Âliye Hanım, iyi bir eğitim alır. Bulunduğu çevre ve aldığı eğitim sayesinde Türk edebiyatında ilk roman yazan kadın yazar unvanını alır. Yaşadığı dönemin şartlarına bakıldığında yazarlık ve çevirmenlik yaparak yol açıcı bir adım atan Fatma Âliye Hanım'dan Ahmet Mithat Efendi oldukça sitayişkar sözlerle bahseder.
Muhadarat romanında Fâzıla karakterini merkeze alarak aile, evlilik, çocuk eğitimi gibi konuların üzerinde duran Fatma Âliye Hanım, dönemin gelenek ve göreneklerine de eserde yer verir. Eserde kız isteme, nişanlılık dönemi, düğün merasimi gibi geleneklerin yanı sıra dönemin cariyelik sistemine dair de önemli bilgiler yer almaktadır.
Muhadarat, yaşlı, dul ve çocuklu; fakat zengin bir erkeğin genç ve güzel bir kadınla evlenmesi, genç kadının kendisi gibi genç bir erkekle aynı çatı altında yasak aşk yaşaması yönüyle Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu romanına benzemektedir.