Algı ve deneyimlerden bağımsız-a priori mantıksal ilkelerden ari akıl ve aynının ihtimalinin ve sınırlarının genelde araştırılması: insan bu kabiliyetle hemen sadece kendi kuramsal kullanımında, kendi özel ilkelerine göre pratik akıl olarak kendi yetisini bile araştırmayı istemeksizin, bu isim altındaki ilk çalışmada da olduğu gibi sadece aklı anlayıp anlamasa da, ari aklın eleştirisi diye nitelenebilir. İlki öyleyse, şeyleri/Dinge a priori-algı ve deneyimden bağımsız anlamak için ve demek ki sadece anlayış kabiliyetiyle haz ve nefretin ve arzu etme yetisinin dışlanmasıyla bizlerin salt kabiliyetine bakar; ve idrakle kendi ilkelerine göre anlayış yetisi adı altında a priori-algı ve deneyimden bağımsız muhakeme kabiliyetinin ve aklın (keza kuramsal anlayışa uygun yeti olarak) dışlanmasıyla, çünkü ilerlemede bulunduğu için, idrakten başka hiçbir anlayış yetisi yapıcı anlayış prensiplerini a priori-algı ve deneyimden bağımsız ele verebilir. Demek ki, diğerlerinin her birini kendi kökeninden anlayışın hakiki mülkiyetinde olduğunu iddia eden top yekun hisseye göre elekten geçiren eleştiri, idrakin a priori-algı ve deneyimden bağımsız doğa için yasa olarak, (biçimi her ikisine de a priori-algı ve deneyimden bağımsız verilmiş) görüngülerinin timsalinin buyurduğu şeyden başka bir şey geride bırakmaz; fakat diğer tüm ari kavramları, teorik anlayış yetimiz için mübalağalı olan, bu arada ama yine takriben yararsız veya aralarında vazgeçilmez fikirlere değil, özellikle düzenleyici ilkeler olarak: kısmen idrakin kaygı verici hodpesentliği /haksız iddia ve talebi, sanki idrak (anlayabildiği tüm şeylerin/Dinge olasılığının a priori-algı ve deneyimden bağımsız koşulları tayin edebilmek suretiyle) bu yüzden genelde her şeyin/Dinge olasılığını da bu sınırlar içinde kararlaştırmış gibi, ihtiyatlı davranmak, kısmen ona bile doğanın tetkikinde eksiksizliğin bir prensibine göre, idrakin ona asla erişememesine rağmen, rehberlik etmek ve bu nedenden tüm anlayışın nihai amacını desteklemek için işe yarayanlara havale eder.