Halk Hikâyeleri, içinde doğduğu ve geliştiği toplumun muhayyilesinin, seciyesinin, kültürel hafızasının, özlemlerinin, bilinçaltının ve erdemlerinin birer aynası olarak çok çeşitli bakış açılarıyla okunması gereken, asırlardır çok çeşitli örnekleriyle varlığını devam ettirmiş bir edebi tür. Dede Korkut Hikâyeleri'nden başlayarak, aşk hikâyeleri, menkıbeler, masallar ve cenknâmeler vb. türler edebiyat ilmi dışında psikoloji, sosyoloji, tarih... gibi disiplinler tarafından yeni bakış açılarıyla ele alındığında bu türlerin ve eserlerin toplumu beslemesi ve bir değer olarak varlığını yeni versiyonlarla güncellemesi mümkün olacaktır. Örneğin çağdaş psikolojinin en önemli isimlerinden Carl Gustav Jung insan psikolojisine dair birçok yorumunda kavramlaştırdığı "kolektif bilinçaltı"nı açıklarkan mitlere, efsanelere başvurması anlamlıdır. Çünkü bireysel olarak insanları ayrıştıran çok şey varsayılabilir ama bizi birleştiren bir toplumsal hafızamız ya da Jung'un deyimiyle kolektif bilinçaltımız var. İşte bunun için "testi sağlam kulpundan taşınır" deyişi gereğince toplum olarak bizi birleştiren, fert fert ruh, düşünce ve his dünyamızı beslemiş, duyuş ve düşünüş tarzımızı şekillendirmiş bu metinler yeni bir okumaya ve incelemeye tabi tutulduğunda klasik metinlerin pek fark edilmek istenmeyen gücü de ortaya çıkacaktır.
Büyüyenay, Klasik Aşk Hikâyeleri Külliyatını yayımlamış ve sırasıyla Hazret-i Ali Cenkleri, Battal Gazi Hikâyesi ve Ebû Müslim Hikâyesi, Ebu Ali Sûna Hikâyesi, Ferec Ba'de'ş-Şidde Hikâyeleri... gelmişti. Şimdi de okurlarımız Muhammed Hanefî Cenkleri ile buluşuyor. Yayına hazırladığımız bu eser İstanbul Maarif Kitabhanesi tarafından 1939-1966 yılları arasında yayımlanmış ve 4 kitap halinde çeşitli baskıları yapılmıştır. Bu dört kitap Muhammed Hanefî Cengi, Yılanlı Kale Cengi, Taberiye Kalesi Cengi, Elburz Kalesi Cengi başlıklarını taşıyorlar. Son kitap da münferit bir cenk kitabı olan Behramâbad Kalesi Cengi'dir.