Sovyet yazar Yuri Krımov 33 yaşında Ukrayna'da Nazilerle savaşırken hayatını kaybettiğinde ardından yalnızca üç uzun öykü bıraktı. Bunlardan son ikisi günümüzde sosyalist gerçekçiliğin klasiklerinden kabul edilmektedir. Mühendis son öyküsüydü...
Tüm bir Sovyet edebiyatı ama özellikle Stalin dönemi yazarları "sadece proletaryanın kazanımlarını yücelten, günün gerçeklerini değil, hakikati süsleyip püsleyerek olduğundan daha güzel gösteren" metinler yazmakla suçlana geldi.
1941 yılında yayımlanan Mühendis yukarıdaki iddiaları pek de doğrular gözükmemektedir! Özellikle üst kademede müdür pozisyonundaki bürokrasi ve memur zihniyetini sert bir şekilde eleştiren yazar, Kızıl Emek Bayrağı nişanıyla ödüllendirilmişti.
Maksim Gorki'nin çizdiği yolda sosyalist gerçekçiliği kendine ilke edinmiş yazarlar, bir yandan klasik Rus edebiyatının edebi geleneğini sürdürürken, diğer yandan sosyalizmin önünde engel olarak gördükleri aksaklıkları yazmaktan hiç çekinmediler. Krımov Mühendis'te fonda gergin bir aşk hikâyesi, kahramanların düşünce akışları, alegoriler, metaforlar ve muazzam tasvirlerle estetikten hiç ödün vermeden sosyalist gerçekçiliğin klasiklerinden birine imza atmayı başarmıştır.
"Madem konu açıldı, size bir şey anlatmama izin verin. Kocanızdan önce Totski zamanında yine burada toplanmıştık. Milleti toplamışlar, Stahanovcuları da davet etmişler. Bizi alkışlarla karşıladılar, ayrı ayrı masalara oturttular. Yüzümüz kızardı. Stenograflar not tutuyor, fotoğrafçılar fotoğraf çekiyordu, her şey bir bayram havasındaydı. Ertesi gün gazetelerde fotoğraflar çıktı. Ancak bundan öteye gitmedi. Sondaj ekiplerinin çoğu hâlâ sondaj makinelerine takılan aparatlardan faydalanamıyor. Hele atölye çalışmalarındaki işbirliğinden hiç söz etmeyelim. Meğer boşuna toplanmışız... Totski zamanında yapılan bir toplantı değil, gösteriydi. İşte böyle sevgili yoldaş!"
"Kim bu insanlar? Aptal mı? Düşman mı? Kariyerist mi?"
"Elbette hayır, onlar bizim mühendis kardeşlerimiz ya da tröst müdürlerimiz, sadece bir kusurları var: Bugün için yaşarlar ve değişimden korkarlar. Şein'den korkarlar ve ona yaltaklanırlar. Sizin gelişinizden korkarlar. Ve hepsinden önemlisi, her şeyi anında kavrarlar ama hiçbir şey yapmazlar."