Merkezi yönetimin yerel kademede denetimi ve kontrolü sağlamasının aracı olan muhtarlar, ahalinin haklarını aramada, farklı amaç ve talepler için düzenlenen belgeleri ilgili mercilere göndermede; merkezin halka tebligat veya talimatlarını iletmede aktif rol üstlendiler; güvenlik güçleriyle iş birliği yaparak bulundukları bölgelerde huzurun ve asayişin devamını sağlamaya çalıştılar.
Modern çağda Avrupa'nın dünyaya egemen kıldığı siyasi ve iktisadi sistemin dışında kalmayarak devleti güçlü kılmak üzere reform hareketlerini hızlandırmak isteyen Osmanlı padişahı II. Mahmud, Yeniçeri Ocağı'nı 1826 yılında kaldırdıktan kısa süre sonra devletin merkez ve taşra idaresinde birtakım gerekli düzenlemeleri hayata geçirmiştir. Önceliği yeni bir ordunun teşkiline ayıran sultan, bu hengamede Rusya ile yaşanan savaşın getirdiği bunalımlı dönemi atlattıktan sonra devletin yereldeki kontrolünü ve halkın güvenliğini temin için yeni kurumları devreye koymaya başlamıştır. Muhtarlık teşkilatı, bu saikle ilk olarak 1829 yılında İstanbul'da hayata geçirilirken, başkent dışında ise dört yıl kadar sonra Kastamonu'da halk ile âyan arasında çıkan bir çatışmanın sonucunda âyanlığa alternatif olarak ortaya çıkmış, öteden beri yerel güçleri tasfiye etmek isteyen padişahın da onayıyla ülke genelinde tatbik edilmeye başlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin mahalli idaresinin alt kademesini oluşturan, kuruluşundan günümüze kadar mülki ve mahalli idarenin görevlerini üstlenmesi yönüyle hem merkezin temsilcisi hem de beledi işlerin takipçisi olan, farklı zamanların değişen koşulları altında bazen inişli çıkışlı süreçler geçirerek de olsa varlığını devam ettirebilen muhtarlık kurumunu inceleyen bu kitap, Osmanlı dönemine ait arşiv, kanun mecmuaları gibi birinci el kaynaklara ve konuyla ilgili araştırma eserlere dayanılarak hazırlanmıştır.