İbn Arabi tarafından Fahreddin Razi'ye gönderilen mektubun satır aralarında bu iki düşünürün, Tasavvuf ve Kelam'ın Felsefi yönden hayatı okuma biçimlerini, bu iki düşüncenin temel farklılıklarını görmek mümkündür.
Fahreddin Râzi, Aristoteles geleneğindeki felsefeyi tüm yönleriyle hazm eden ve onu kelami konularla birlikte sunan İslam kelamcılarından biridir. İslam düşüncesine bakışını, Eş'ari kelamcılarına destek olacak tarzda ele alarak ortaya koymuştur.
Fahreddin Râzî'nin tasavvufa olan ilgisinde Gazzâlî başta olmak üzere Eş'arî âlimlerinin tasavvufa meyilleri ile babasının önemli etkisi olduğu belirtilmektedir. Tefsirinde yer yer işârî te'viller yapması, Kur'an'da söz ve yazıyla ifade edilmesi mümkün olmayan sırların, tevhidin en yüksek mertebesinde bulunduklarını söylediği ehl-i keşf tarafından bilinebileceğini belirtmesi (Mefâtîḥu'l-ġayb, I, 6, 220) onun tasavvufî temayülünün işaretleri olarak görülmüştür. Ünlü sûfî İbnü'l-Arabî'nin Râzî'yi tasavvuf yoluna girmeye davet eden mektuplar yazdığı da bilinmektedir.