Bu kitap, giderek daha sık maruz kaldığımız 'mülksüzleştirme' süreçleri üzerine bir kitaptır. Neoliberal politikalar, sermayenin yeniden üretimi yoluyla birikim sağlayamadığı durumda, birikimin sürdürülmesi için mülkiyet transferlerinin mümkün hale getirilmesini ve yeni zenginleşme olanaklarının yaratılmasını öngörüyor. Bu nedenle, sermayenin karlılığını sağlayacak yeni yatırım alanları açılması için yaşantımızın bir bölümünün daha, kolektif tasarruftan 'temizlenmesi', metalaştırılabilir olması ya da mülkiyet transferinin sağlanması politik bir proje olarak uygulanıyor. Bunun için gerekli yönetsel mekanizmaların oluşturulması da bu süreçteki temel adımlar.
Kitap, 2000'lerden itibaren Türkiye'de devletin biçimlenişini David Harvey'in 'mülksüzleştirme' kavramıyla ilişkili olarak 'mülksüzleştirmenin yönetimi' olarak yorumlamasıyla özgün. Harvey'in 'mülksüzleştirme yoluyla birikim' kavramı, Karl Marx'ın kapitalizm analizinde yer alan 'ilkel birikim' sürecinin, kapitalizmin gelişmesiyle sonlanmadığı, süreklilik taşıdığı düşüncesine dayanıyor. Türkiye'deki ekonomik krizler ve devlet örgütlenmesi arasındaki ilişkiye tarihsel süreç içinde bakan kitap; kriz, ekonomik uzun dalgalar, sermaye birikimi sorunları ile devletin biçimlenişinin ilişkisi kuruyor.
Tahliye edilmiş alanların yatırım alanı haline gelebilmesi için, yatırım koşullarının, usulünün düzenlenmesi; bu alanlardan tahliye edilen sosyal kesimlerin radikal muhalefet geliştirmeden yönetilebilir hale getirilmesi, yani sürecin yönetilmesinin izini süren kitap, 2000'lerde ortaya çıkan bu yönetim anlayışını, Harvey'in "mülksüzleştirme" kavramına gönderme yaparak, "mülksüzleştirmenin yönetimi" olarak adlandırıyor.