"Mümtaz Turhan'da Türk toplumuna ait bir şeyleri muhafaza etme kaygısından ziyade Anglo-Amerikan sosyal bilim parametrelerine uygun düşecek bir toplumsal değişme programını inşa etmek kaygısı ağır basmaktadır. Muhafaza edilmesini öngördüğü değerler (İslami inançlar ve milli kültür alanı vb.) ise, aslında temel Batıcılaşma hedefine uyumlu bir şekilde dizayn edilmek istenen değerlerdir. Konjonktüre uygun, yeni tipte "milliyetçilik" de, "muhafazakârlık" da bu ana hedeften beslenmektedir. NATO'nun güneydoğu kanadında jandarmalık görevini üstlenmiş olan Türkiye'de Soğuk Savaş dönemi büyük ölçüde "ikili anlaşmalar" ve Sovyetler'in baskısı ile belirlenmiştir. Dönemin koşulları sosyal bilimcilerin toplum mühendisliğine doğru meyletmesine izin vermektedir. Başlıca uygulama sahası da siyaset olduğu için, Mümtaz Turhan gibi birçok sosyal bilimcinin bariz bir şekilde siyasi angajmanlar içine girmesi ve sosyal bilimci rolünden kolayca uzaklaşmaları şaşırtıcı olmamaktadır."-Ufuk Özcan"1950'ler, yeni baştan kurulan dünya dengesi içinde Türkiye'nin belirli bir yerde konumlandığı ve yakın geçmişin deneyimlerinden sıyrılmaya dönük adımların atıldığı yıllardır. Türkiye'nin siyasal ve toplumsal yaşamı çok partili sistem içinde yeniden biçimlendirilecektir. Böyle bir dönemde tek parti rejimine ve Kemalist modrenleşme pratiklerine yönelik eşetiriler yoğunlaşmıştır. Mümtüz Turhan, tek parti döneminin siyasal uygulamalarından (özellikle laiklik ve devrimcilik ilkeleri doğrultusunda girişilen uygulamalardan) olumsuz yönde etkilenen, çıkarları zedelenen muhafazakar kesilerin sözcülüğünü üstlenmiştir. Aynı zamanda, Soğuk Savaş koşullarında yükselişe geçen anti-komünist, milliyetçi hareketin de ideologudur.-Mehmet Aygün