Müşahedat'ta iş bölümü esasına dayalı gelişmiş, medeni bir şehir hayatı olarak tasvir edilen İstanbul'u, doğrusu Ahmet Mithat'ın kaleminden okumak bir başka oluyor. Yaptığı tasvirlerle insanı ve toplumu iş, ekonomi, çalışma hayatı ve derin toplumsal ilişkilerle iç içe yeni bir idrak geliştiren Ahmet Mithat'ın, bu romanla ulaştığı yazış biçimi, dönemin edebiyatı bakımından gerçekten gıpta edilecek bir seviyedir. Beykoz civarında bahçecilik ziraati yapan çevrelerin hayatı (gündüz), Hünkâr İskelesi'nden küçük teknelerle sabaha kadar devam eden taşımacılık faaliyetleri (gece), Eminönü ve Yeni Cami civarındaki canlı ticari hayat (gece ve gündüz) vs. Bu sahneleri birbirinden kopuk vakalar olmanın ötesinde, âdeta büyük İstanbul'un ruhunu kurmaya çalışan ihatalı tasvirlere dönüştürebilmesi, Ahmet Mithat'ın çağdaşlarına olan farkını ortaya koyması bakımından enteresan örneklerdir.