İnsan bilmediğinin hem cahili hem de düşmanı idi. Dini eğitimde bir eksiklik vardı. Dini çok iyi bildiğini zannedenler de aslında çok şeyden habersizdi. Onların bildiği sadece kurallardı. Kuralları bilmek onları en iyi şekilde uygulamaya yetmiyordu çoğu zaman. Dinden soğutulan, din ile arasına mesafe sokulan toplum, önüne
din adına ne servis edilse kabul ediyordu. Diğer bir kısım ise onu öcü görüyor ve hiç yanaşmıyordu yanına. Sonuçta din bezirganları,din tacirleri,din istismarcıları çıktığı gibi din düşmanları da din düşmanlığı üzerinden masum insanları olmadık şeylerle suçluyorlar, onları kılık ve kıyafetlerinden dolayı hor ve hakir görüyorlardı. Camiye, imama, müftüye, vaize saldırıyorlardı. Din düşmanlığı da başka sektörleri besliyordu. Falcılık, büyücülük, muskacılık...