Kelam tarihi ve literatüründe, sıklıkla rastlanılan önyargılar ve toptancı yaklaşımların bir örneği olarak, Mutezile'nin bütünüyle kerameti reddettiği algısı kısmen yerleşmiş olsa da tarih bunun aksine şahitlik etmektedir. Nitekim son dönem Mutezilesi'nde, Mutezilî düşüncenin ana temsilcisi Behşemiyye'ye rakip olarak ortaya çıkan ve Mutezile içerisinde kalıcı bir parçalanmaya yol açan Hüseyniyye fırkası bu toptancı yaklaşımların geçersizliğini kanıtlamaya yetmektedir. Mutezile içerisinde, özellikle felsefî düşünceye eğilimiyle temayüz eden Hüseyniyye fırkası baskın söylem olan Behşemîdüşünceyi eleştirerek yeni bir söylemin temellerini atmıştır. Böylelikle Mutezile içerisinde Behşemiyye'den farklı bir düşünce ortaya çıkmıştır. İşte Hüseyniyye'nin Behşemiyye'den ayrıldığı noktalardan biri de keramet konusudur.
Hüseyniyye kerameti kabul ederek aslî Mutezilî görüşü sarsmış, böylelikle keramet bizzat Mutezilî gelenek içerisinde de tartışılmaya başlanmıştır.