Yaşamını, yurdunun "mutlu insanlar ülkesi" olmasına adamış bir kişiyi, Mustafa Kemal Atatürk'ü, yaşadığı çağı, yaptıklarını ve yapmak istediklerini anlattım bu kitapta. Bu konular sende ders kitabı çağrışımı mı yaptı? Korkma, öyle değil.
Ama korkmakta da haklısın; üniversiteden önceki okul yaşamımda bize okutulan sosyal bilgiler (tarih ve yurt bilgisi) kitaplarını ben de hiç sevmedim. Benim okuduğum kitaplar gerçekten hem görünüşleriyle, hem de içerikleriyle sıkıcıydı.
Yakın tarihlerde, torunum Sina'nın okuduğu sosyal bilgiler kitaplarına baktım: Kimse kusura bakmasın ama onları da hiç ilginç bulmadım. "Yoksa ben ders kitabı mı yazsam?" dedim; çünkü bunlar aslında ilginç konulardı. "Aman, ders kitabı yazma!" dedi torunum. "Ama ben ilginç yazarım" dedim. "Sen bilirsin" dedi.
Yine de bu kitap, bir ders kitabı değil: Atatürk'ü öğrenmek, anlamak isteyen okurlarımın benden istedikleri bir kitap...
Kendi yaşam deneyimlerimi, bildiklerimi, öğrendiklerimi, anılarla, şiirlerle, türkülerle, gazete yazılarıyla harmanlayıp yazdım bu kitabı.
Sevgili okurlarımın beklentilerinin boşa çıkmayacağını umuyorum.