İnsanların, sürekli mutlu olmaları gerektiğine inandırıldığı bir
çağda yaşıyoruz. Gazeteler, kitaplar, ilan panoları, reklam
spotları mutluluk üzerine söylenebilecek her şeyi tüketmiş
halde... Mutlu olmak bir görev, ödev gibi algılanır oldu ve bu
algı, tek başına, kişiler üstünde önemli bir stres kaynağı haline
geldi. Adeta "mutluluk diktatörlüğü"nün tahakkümü altında
yaşamaya başladık. Wilhelm Schmid mutluluğa gereğinden
fazla anlam yüklendiğini söylüyor ve kitabında mutsuzluktan
yana pozisyon alıyor.
Durup durup patlak veren mutluluk histerisinin sebepleri
nelerdir? Hemen her gün farklı kanallarda rastladığımız
mutluluk formülleri bizi gerçekte nasıl etkiliyor? Mutlu olmaya
"çalışmak" acaba bireyleri ve toplumu daha mı mutsuz ediyor?
Başarılı olmak, mutlu bir yaşamın olmazsa olmazı mıdır? Güzel
ve anlamlı bir hayat sürmek ne demektir? Mutsuzluk,
yaklaştığını fark ettiğimiz anda kaçmamız gereken modern bir
veba mıdır? Mutsuzlukla baş etmek, hayatımızı ve kişiliğimizi
nasıl zenginleştirir?
Kitapları dünya çapında on beş dile çevrilen felsefeci ve
"mutluluk araştırmacısı" Wilhelm Schmid, Mutsuz Olmak'ta
okurları iniş ve çıkışlarıyla hayatı bir bütün olarak kabul etmeye
yüreklendirirken, karşılığında doyurucu ve anlamlı bir yaşam
vaat ediyor.