"Bugün masal anlatım var, öyle bebelere anlatılacak cinsten olmasa da. Cin peri beklemeyin fakat şeytanlığın daniskası var içerisinde. Devin bir dudağı yerde diğer dudağı gökte değil ama upuzun kapitalist kolları bizimkisinin, uzanıyor hayatın hemen her alanına. Hani der ya masallarımız, ülkenin birinde ve zamanın birinde. Bunun zamanı günümüz, yeride güzelim yurdumuz. Kahramanları ise hep aynı, sömüren sisteme direnmeye çalışan benim gibi işçi, emekçi. Pireler tellal değil burada, patron yalakası dalkavukluktan öte ajan provokatör rolleri." diyerek anlatıyor hikayelerini Eşref Dursun.
Çıplak doğan insanın dilinin, dininin, ırkının olmadığını öğrendiğinden beri hep sevgi oldu düsturu. Anadolu'nun zengin kültürünü, zengin yüreğiyle anlatırken kâh güldürdü kâh ağlattı. Kaleminin dokunamadığı yürek var mıydı? Varsa öyle bir yürek, o bedene sevgi uğramış mıydı? Onun yazılarını okurken bir Fakir Baykurt, bir Muzaffer İzgü, bir Aziz Nesin'i bulacaksınız belki de satır aralarında, kim bilir? Elinizdeki kitabın kapağını açtığınızda sadece bir kitabı okumaya başlamış olmayacaksınız; Anadolu'nun herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanında belki de kendinizi bulacaksınız!