İslam kültür ve medeniyeti, öncelikle Arap diline dayanan bir medeniyettir. İslam dini, Allah Resulü Muhammed'e (sas) Arapça olan Kur'an'ın indirilmesiyle zahir olduğunda, Arap dili, Allah'ın onunla hak dinini yenilediği, tamamladığı ve kulları ile arasındaki iletişimi sağladığı vahiy dili konumuna yükseldi ve bütün Müslümanların ortak dili haline geldi. İslam yayıldıkça o da yayıldı. Ama islam ile tanışan halklar Arapçayı kolayca öğrenemediler. Bunun için umera ve ulema el ele vererek dilin doğru kullanılması için çalışmalar başlattılar. Bedevilerin yaşadığı bölgelere gittiler. Orada yıllar süren araştırmalar, incelemeler ve tespitler, kayıtlar yaptılar. Kelimeler, kavramlar, deyimler, atasözleri, edatlar ve lehçeler kaydedildi. Gramer kuralları ve aruz vezni uzun süren emekler sonunda ortaya çıktı. Hem Araplar hem de Arap olmayanlar, Arap dili usulüne, nahiv ve sarf kurallarına vakıf olmak için birlikte çaba gösterdiler. Neticede Arapça İslam dinini benimseyerek yönetime katılan ve İslam topraklarında yaşayan her insanın benimsediği bir kültür dili konumunu kazandı.